Miras Hukuku: Mirastan Feragat, Mirasın Reddi, Mirastan Iskat ve Mirastan Yoksunluk Üzerine Bilgi Rehberi
- Av. Gözde Nur Altınova
- 29 Eki 2024
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Nis
Miras hukuku, bireylerin ölümünden sonra geride bıraktıkları mal varlıklarının paylaşımını düzenleyen önemli bir alandır. Mirasçılar, çeşitli nedenlerle miras üzerinde haklarını kullanabilir ya da bu haklardan feragat edebilir. Aşağıda hazırlamış olduğumuz tablonun, özellikle avukat meslektaşlarımıza yol gösterici bir rehber olmasını temenni ediyoruz.
Mirastan Feragat | Mirasın Reddi | Mirastan Iskat | Mirastan Yoksunluk |
Sadece saklı paylı mirasçılara etkilidir. | Kanuni/atanmış her çeşit mirasçıya etkili olur. | Sadece saklı paylı mirasçılara etkilidir. | Her çeşit mirasçı ve musaleh hakkında etkili olur. |
Resmi vasiyetname şeklinde (miras sözleşmesi) | Yazılı veya sözlü olarak, tek taraflı irade beyanı ile sulh hukuk mahkemesine | Ölüme bağlı tasarruf ile (herhangi bir vasiyetname çeşidi ile) | Kanun gereği kendiliğinden hüküm ifade eder |
Mirasbırakan hayatta iken yapılır | Mirasbırakan öldükten sonra yapılır | Mirasbırakan hayatta iken yapar | Mirasbırakan hayatta iken veya öldükten sonra |
Mirasçılık sıfatı kalkar | Mirasçılık sıfatı kalkar | Mirasçılık sıfatını kaybeder | Mirasçılık sıfatını kaybeder |
İvazlı ise altsoy da etkilenir. İvazsız ise altsoy etkilenmez. Altsoy yoksa veya saklı pay oranı daha az ise mirasbırakanın tasarruf oranı artar | Altsoy etkilenmez. Mirasbırakanın ölümünde o mirasçı sağ değilmiş gibi diğer mirasçılara ve altsoya geçer. | Altsoy etkilenmez. Altsoy yoksa veya saklı pay oranı daha az ise mirasbırakanın tasarruf oranı artar | Altsoy etkilenmez. Mirasbırakanın ölümünde sağ değilmiş gibi diğer mirasçılara geçer |
Tereke borçlarından sorumluluk kalkar. Ancak ivazlı ise tenkise tabiidir. | Tereke borçlarından sorumluluk kalkar. | Tereke borçlarından sorumluluk kalkar. | Tereke borçlarından sorumluluk kalkar. |
Bu makalede, mirastan feragat, reddi, ıskat ve yoksunluk kavramlarını detaylı olarak inceleyeceğiz.
MİRASTAN FERAGAT
Mirasın feragati, mirasbırakan ile mirasçısı arasında yapılan, mirasçının miras hakkından vazgeçmesine ilişkin bir sözleşmedir. Bu sözleşme ile bir mirasçı, saklı pay ve miras hakkından feragat eder. Feragat sözleşmesi, miras hakkından vazgeçen mirasçı açısından ölüme bağlı bir tasarruf olmayıp, sağlar arası bir işlemdir. Miras bırakan açısından ise bu, ölüme bağlı bir tasarruf olarak değerlendirilir.
Feragat sözleşmesi, miras sözleşmesi (resmi vasiyet) şeklinde yapılmak zorundadır. Sözleşmeler tek taraflı veya iki taraflı olabilir. İki taraflı feragat sözleşmelerinde her iki taraf karşılıklı olarak miras haklarından vazgeçerken, tek taraflı feragat sözleşmelerinde bir taraf miras bırakırken, diğeri feragat eden taraf olur.
Feragat sözleşmeleri ivazlı ve ivazsız olarak düzenlenebilir. Feragat sözleşmesini, mirasın reddinden ayırmak gerekir. Feragat, miras bırakıcı hayattayken yapılan bir sözleşme niteliğindeyken, mirasın reddi, miras bırakanın ölümünden sonra, mirasçı tarafından tek taraflı olarak yapılan bir irade beyanıdır.
Feragat sözleşmesi ile feragat eden kişi, beklenen bir hak olan miras hakkını kaybeder. Miras bırakanın ölümünde feragat eden kişinin mirasçılık hak ve sıfatı da ortadan kalkar. Kısmi mirastan feragat de mümkündür.
Türk Medeni Kanunu (TMK) 528/3 hükmüne göre, feragat ikazlı yapılmışsa, aksi sözleşmede belirtilmediği sürece, feragat edenin alt soyuna etki eder. İvazsız feragat, feragat edenin alt soyuna etki etmez; bu durumda miras hakkı alt soyuna geçmez.
İvaz karşılığında feragat eden mirasçı, tereke borçlarından sorumlu değildir. Ancak feragatın ivazsız yapılması durumunda, yasal mirasçıların saklı payları ihlal edilmişse, bu kişilerin tenkis talep hakkı vardır. Miras bırakanın ölümünden sonra, ilgililer tarafından feragat sözleşmesinin iptali talep edilebilir.

MİRASIN REDDİ
Mirasın reddi, kanuni veya atanmış mirasçılığın kendilerine geçmiş olan mirası kabul etmemek amacıyla yaptıkları irade beyanlarıdır. Mirasın reddi, yalnızca miras hakkının mirasçıya geçmesinden sonra gerçekleşebilir.
İki türlü miras reddi şekli vardır: birincisi, mirasçının mirasını reddine dair açık irade beyanı; ikincisi, miras bırakanın ödemede aczinin açıkça belli veya resmen tespit edilmesidir. TMK 606 gereğince, miras üç ay içerisinde reddedilebilir. Süresi içinde reddedilmeyen miras, mirasçı tarafından kabul edilmiş sayılır.
Mirasın reddi, tek taraflı bir hukuki işlem olup, beyanın yazılı veya sözlü olarak Sulh Hukuk Mahkemesi'ne bildirilmesi gerekmektedir. Mirasın reddi kayıtsız ve şartsız olmalı; dolayısıyla kısmi ret geçerli değildir. Mirası reddettikten sonra mirasçı, bundan dönemez. Ancak hata, hile veya ikrah sebeplerinin bulunması durumunda ret beyanının iptali mümkündür. Ayrıca, diğer mirasçıların muvafakati ile ret beyanından dönmek mümkündür.
Mirasçılık mirası reddetmesi ile ortadan kalkar ve bu kişi, sanki hiç mirasçı olmamış gibi sayılır. Reddeden kişi, miras bırakanın borçlarından sorumlu olmaz. Eğer bir kanuni mirasçı mirası reddederse, onun hissesi diğer mirasçılara geçer. Reddedenin alt soyunun varlığı halinde, reddedilen hisse bunlara geçer; alt soy yoksa, diğer mirasçıların hisseleri artar.
Tüm yakın yasal mirasçıların mirası reddetmesi durumunda, Sulh Hukuk Mahkemesi'nde iflas hükümlerine göre tasfiye işlemi yapılır. Tasfiye sonucunda kalan değer, mirası reddetmemiş olan en yakın kanuni mirasçılara verilir. Şartlar gerçekleşirse, mirasın reddinin iptali talepli dava da açılabilir.
MİRASTAN ISKAT
TMK 510-513'te düzenlenen mirastan ıskat, ölüme bağlı bir tasarruftur. Bu tasarrufla vasiyetçi, saklı paylı bir mirasçısını miras hakkından ve saklı payından uzaklaştırabilir. Vasiyetçi, saklı pay üzerinde tasarruf edemez; ancak bazı durumlarda mirasının saklı payından uzaklaştırılmasını gerektiren sebepler olabilir.
Mirastan ıskat, mirastan yoksunluktan ayırt edilmelidir. Hem ıskat hem de yoksunluk durumunda mirasçı saklı payını kaybetmektedir. Ancak mirastan yoksunluk, kendiliğinden hüküm ifade ederken, mirastan ıskatın var olabilmesi için vasiyetçinin bir ölüme bağlı tasarrufunun bulunması gerekir.
İki çeşit mirastan ıskat vardır: alelade ıskat ve borç ödemeden haciz sebebiyle mirastan ıskat. Alelade ıskat, mirasçının miras bırakana karşı ağır bir suç işlemesi veya aile hukukundan doğan görevlerinin ihlali durumunda söz konusu olur. Borç ödemeden haciz sebebiyle mirastan ıskat ise, iyi niyetle yapılan bir işlemdir; burada vasiyetçi, ıskat ettiği alt soyunun çocuklarını korumak maksadıyla bu işlemi yapmaktadır.
MİRASTAN YOKSUNLUK
Kanunda belirtilen mirastan yoksunluk sebeplerinin varlığı, bir kişinin mirasçı veya musaleh olmasını engeller. Yoksunluk durumunda, mirasçı veya musaleh olmak ehliyetinden yoksun kalınır. Mirasın yoksunluk durumu, mirastan ıskat ile tamamlanır. Bazen ıskat sebebi olsa da, miras bırakanın ölüme bağlı tasarruf yapma imkanı kalmamış olabilir; bu durumda kanun, miras bırakanın yerine geçerek mirasçıyı yoksun bırakır.
Mirasın ıskat edilmesi ve yoksunluk arasında önemli farklar vardır. Mirastan ıskat, ancak miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufu ile gerçekleşirken, mirastan yoksunluk, kanun hükmü gereği kendiliğinden meydana gelir. Ayrıca, mirastan ıskat genellikle saklı paylı mirasçılar hakkında etkili olurken, mirastan yoksunluk her türlü mirasçı üzerinde etkili olabilir.
Mirasçılığın yoksun bırakıldığı durumlar şunlardır:
Kasten ve hukuka aykırı olarak miras bırakanı öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler.
Miras bırakanı ölüme bağlı bir tasarrufta bulunmayacak hale getirenler.
Hile, tehdit veya cebirle miras bırakanın ölüme bağlı bir tasarrufta bulunmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini sağlayanlar.
Miras bırakanın artık yeniden tasarrufta bulunamayacağı durumda hukuka aykırı olarak tasarrufunu ortadan kaldıranlar.
Mirastan yoksunluk, miras bırakanın ölüm anından itibaren hüküm ifade eder. Yoksun olan kişinin kanuni miras hakkı, miras bırakanın alt soyuna geçer. Ancak alt soyun saklı payı yoksa, miras bırakanın tasarruf oranı artar. Unutulmamalıdır ki, miras bırakanın affı durumunda yoksunluk ortadan kalkar ve yoksun olan kişi mirasçılık sıfatını geri kazanır; af beyanı yapıldıktan sonra bundan dönülemez.